Bu Blogda Ara
29 Ekim 2010 Cuma
27 Ekim 2010 Çarşamba
Kelimeler;
Özlem; yüreğinin burkulup burkulup kendini kaybettiği an.
Gülmek; gülünce çok tatlı oluyorsun :)
Yağmur; ilk defa sırılsıklam olana kadar yürüdüğüm zaman.
Barış; karar vermenin en zor olduğu an.
Sevgi; zaaflarımdan biri
İstemek; ingilizce de en çok kullandığım kelime want
Aşk; tutku, hoşlantı ve gözyaşı.
Takıntı; yenildiğim anlarda takılı kalmak.
Hırs; keskin sirke küpüne zarar, kimse mükemmel değildir sözlerini unuttuğum anlar.
Mavi; uzun süredir beni hüzne boğan renk.
Beklemek; tüylerimin diken diken olduğu anlar :)
Çılgınlık; üniversite yılları.
Tehlike; çekici zor bi yanı var.
Erkek; çözülmesi gereken en büyük problem...
Kadın; güzellik, zerafet, çekicilik, fettanlık... :)
Dostluk; karşılıksız başını önüne koymak :) :)
Zevk; son zamanlarda ki hayat tarzı.
İstanbul; bitter çikolatam :)
Yaşamak; kalıplar yüzünden farkındalığının kaybedilmesi.
Özgürlük; ulaşılması hedeflenen.
26 Ekim 2010 Salı
20 Ekim 2010 Çarşamba
Yürek
17 Ekim 2010 Pazar
Düşündürücü sorular...
Zamanda yolculuk yapılabilseydi hangi devir daha ilginç olurdu?
Hayatımız da değiştirebileceğimiz üç şey olsaydı, bu üç şey neler olurdu?
Hep yarın olsun diye bekliyoruz sanki ilerde bizi bekleyen bişiler var. Peki var kabul etsek bunlar neler olurdu?
Bir sihirli değnek olsaydı elinizde kim için ne yapardınız?
8 Ekim 2010 Cuma
Cehalet!
Yıllardır konuşulur bilerek bi sonuca varılmaz.
Varılsa önemini yitirir, anlamsızlığı ortaya çıkar.
Bilmezmisin ki renkler ve zevkler tartışılmaz....
Sen önce bilgiyle güzelleştir içini, dışın şekillenir kendiliğinden,
Önce oku, anla, düşün, yorum yap, bi sonuca var kendiliğinden...
Bütünler parçaların toplamından oluşur, parçalar bütünden değil!
Önce içini doldur şekil ortaya çıkar, şekli verip ışığa kapanırsan susak misali işe yaramaz olursun.
Yüzünde gözünde dilinde binbir yalancı renk,
Öyle sanıyorsun ki başındaki kapatıyor bu renk cümbüşünü!
Öyle sanıyorsun ki örtüyor saçınla birlikte; cahilliğini, ikiyüzlülüğünü, aşifteliğini....
Bilerek oturtuyorsun gündemin baş noktasına,
Isıstıp ısıtıp her kriz öncesi ortaya atıyorsun, hey sen sende alet oluyorsun bu oyuna.
Bilmezmisin ilk emir OKU' dur.....
5 Ekim 2010 Salı
Kuzeyden bu yazı sana...
Yazıyı niye sildin diye sorma niye yazdığımı da bilmiyorum... Devlet tanımı bi hayli mizahi oldu :) haklısın. Esasen herkesin bildiği şeyler işine gelip gelmeme, sesini çıkarıp çıkarmama, çıkaramama durumu var...
Ben özgürüm ben özgürüm ben özgürüm kırk kez dersem olur mu ne dersin? :):)
Ben özgürüm ben özgürüm ben özgürüm kırk kez dersem olur mu ne dersin? :):)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)