Bu Blogda Ara

24 Aralık 2011 Cumartesi



Bazen gitmek istersin çok uzaklara,




Gidince ne değişecekse....

22 Aralık 2011 Perşembe

15 Aralık 2011 Perşembe

***



Hani bazen insan ne ileri, ne geri tek bi adım atamaz ya...



Birini yanında tutmayı bilmez ama onun yokluğunu da istemez.



Kaybetmeyi göze alamaz ama kazanmak için mücadele etmez.



Bağlanmaya cesaret edemez ama ondan tamamen kopmayıda beceremez.



Ne sevilmekten vazgeçer, ne sevmeyi bilir.



Hani çok sonra zaman geçer savrulurlar ya,



O zaman dökülür dudaklardan, itiraf edercesine;



Ne gözümü alabildim, ne göze alabildim...






Can DÜNDAR



11 Aralık 2011 Pazar

5 Aralık 2011 Pazartesi

Dediler ki gözden ırak olan gönülden de ırak olur. Dedim ki gönüle giren gözden ırak olsa ne olur...
(Mevlana)

3 Aralık 2011 Cumartesi




Yürürken




Seni düşünerek




İstanbul'un herhangi bi caddesinde




Sana rastlamak




Zamanın durması




Herşeyin susması




Sadece sen ve ben




Karşı konulmaz bir çekim




Bizi hızla birbirimize iten




Bi anda yanında olmak




Nefesin nefesimde




Gözlerin içimde




Kalbin kalbimde....




1 Aralık 2011 Perşembe

Aşk bir sonuç olduğu denli bir başlangıçtır ve huzurdan çok huzursuzluk yaratır.





Yaşamın iş dünyasında sıkıştırıldığı, herşeyin aceleye getirildiği, durup dinlenme-düşünme ve dinginliğin acımasız rekabette yok edildiği bir ortamda, kim daha önce bir şeyler yaparsa hedefe o varacağından, her şeyi ele geçirme ve egemen olma mantığıyla işleyen bu süreçte, insanlar yaşamak adı altında acılar, yokluklar ve yoksunluklar içerisinde kalmaktadır. Artık burada herşey araçlaştırılmakta herkes herkesi herşeyi hiçlemektedir.


(makale; cinsellik, sevgi ve aşkın diyaletiği)

18 Kasım 2011 Cuma

Kaç kere çaldım kapını

Bu son diye...



Gözyaşlarımın dili yok





Gözlerimden kalbime akarlar





Kimse görmez





Kimse bilmez...

12 Kasım 2011 Cumartesi



Sizler akıllı adamlar olduğunuza göre, farklı milletlerin farklı fikirleri olduğunu, biliyorsunuzdur. Öyleyse eğitim sisteminize ilişkin görüşlerimiz sizinkilerle aynı olmadığı için bize gücenmeyeceksiniz. Bu konuda tecrübemiz var. Birçok gencimiz sizin üniversitelerinize okumaya gitti. Sizin bilim alanlarınızda tahsil gördü. Fakat geri geldiklerinde orman hayatına aldırış etmez bir halleri vardı. Ne hızlı koşabliyorlardı, ne soğuğa ya da açlığa tahammül gösterebiliyorlardı. Ne kulübe kurmayı biliyorlardı, ne geyik avlamayı, ne de düşmana karşı durmayı. Dilimizi bile doğru konuşamaz olmuşlardı. Ne iyi bir avcı, ne iyi bir savaşçı ne de iyi bir idareci olabilmişlerdi. İyi oldukları hiçbir konu yoktu. Biz sizin nazik teklifinizi kabul etmiyoruz ancak, minnettarlığımızı göstermek üzere eğer Virjınya'nın beyefendileri bize oğullarından bir düzine gönderirlerse, onların eğitimiyle en iyi biçimde meşgul olup bildiğimiz herşeyi onlara öğreterek onların adam olmalarını sağlayacağız.



(Lancaster Antlaşması, 1744)

10 Kasım 2011 Perşembe



"Demiri demirle dövdüler; biri sıcak biri soğuktu, insanı insanla kırdılar; biri aç biri toktu."



( Pir Sultan Abdal )
İlkay Akkaya dinlemek ve babamla tavla keyfi :)) Ruhi su, Hozan Beşir, Nurettin Rençber... Babam ve Kuzeyden ortak birçok yönünüz olduğu kesin. Karl Marx ve diğerleri zamanı evvelinde yakılmış biçok kitap...

4 Kasım 2011 Cuma

Egemen olanın iktidarı demokrasi oluyor. :)) bu çok mantıklı oldu. Kuzeyden seni en çok etkileyen kitap, şiir, sanatçı?

30 Ekim 2011 Pazar

Aşk ve Kalp




Bir kalb ki sevmesi aldanması yok




Tutkunluğu yok, bir güzele yanması yok.




Bin kez yazık olsun sevgisiz yüreğe




Aşksız geçecek günlerin faydası yok...








Ömer Hayyam
Demokrasi;
Demokrasinin en saf hali eski yunan topluluklarındaymış. Onda da sadece erkekler oy kullanabilirmiş ve erkeklerinde sadece belli bir kesimi oy kullanma hakkına sahipmiş. Kıyaslamayla bu bakış açısından, bizim demokrasimiz gelişme göstermiş. Bu yönde ilerleme kaydedilirken gerileme hangi yönüyle ya da yönleriyle olmuş tartışılabilir. Başka bi yönetim altında olmuş olsaydık örneğin diktatörlük gibi işleyiş açısından ne gibi farklara sahip olurdu? Demokrasinin halkımıza katkısı nedir? Aynı şekilde halkın demokrasiye katkısı nedir ne olmalıdır?

29 Ekim 2011 Cumartesi

Dünyanın herhangi bir yerinde ki zulüm, işkence, haksızlık tüm dünyayı etkiler...

27 Ekim 2011 Perşembe



Üzerime titresen canından bi parçaymışım gibi,



Korusan, koklasan, sarsan...

25 Ekim 2011 Salı

Geçip giden milyonlarca savaşın

Yasını kim tutar

Hesabını kim verir

Ölen ölür

Kalan kalır...



Zar zor geçerken dakikalar, saniyeler




Seneler, yıllar geçip gidiyor...

14 Ekim 2011 Cuma

Ellerimi öyle yapki; senin yarattıklarına saygı duysun.Ve kulağıma öyle keskinlik verki; senin sesini işitsin. Beni akıllı yapki; benim insanlarıma öğrettiklerini anlayayım...
( kızılderili deyişi ve duası )

10 Ekim 2011 Pazartesi

Bazen gelişi güzel sürüklenir insan

Plansız

Amaçsız

Çıkarsız...

7 Ekim 2011 Cuma

5 Ekim 2011 Çarşamba

4 Ekim 2011 Salı

Petrol

Güçlerin kıyasıya rekabeti

Ezilen yoksul halklar

Kullanılan insanlar

Sömürülen duygular...

3 Ekim 2011 Pazartesi



Sen




Gönlünü dizginlemeye çalışan çocuk



Ben



Her an sana meyilli,




Sen




Bıraksan akışına,




Ben




Koşsam gelsem yanına, uzaklardan,




Sen




Her çalışımda açsan kapılarını,




Ben




Sarsam saklsam seni içimde...
Darmadağın edilecek topraklarda
Belki de daha önce hiç görülmedik bir vahşetin ortasında
Kıyımlar olurken delicesine
Bilerek ve bilmeyerek
Sürüklendiğimiz durumda
Kim hesap verecek isyanımıza
Kim ne kadar haklı görecek kendini isyan etmekte...


Bir nefeslikti yaşam




Seçimleri hep bize bırakılan ağır gelenekleriyle birlikte....

29 Eylül 2011 Perşembe

Seni sevdiğim kadarsın

İster hiç bi işe yarama

İstersen bulunmayan hint kumaşı

Ol

Ne derlerse, ne dersen de

Seni sevdiğim kadarsın ötesi yok..

26 Eylül 2011 Pazartesi

25 Eylül 2011 Pazar



Ruh yara alır çoğu kez



Her ne kadar akıl mantık uydursada...

24 Eylül 2011 Cumartesi

Tıka kulaklarını ve sadece ufka bak...




Silkelen





Bi anda gel kendine





Yen zaaflarını,





İnsanları...





Yoksay her kimi ya da her neyse onu





Savaş





Tüm çabanla






Güçlü olduğunu farket artık






Silkelen






Yine eskisi gibi dimdik dur






Aynanın önünde....










20 Eylül 2011 Salı




Beklenen, gün olur gelir




Bir sırdır bilinmez




Kalplerin birbirleriyle nasıl haberleştiği...


Kalp hisseder düşünüldüğünü...

19 Eylül 2011 Pazartesi

14 Eylül 2011 Çarşamba

Yüzyıllarca aynı masallarla uyutulduk...
Acaba sorun masal anlatanlarda mı, yoksa masala körü körüne inananlarda mı?

12 Eylül 2011 Pazartesi

Alamut
Fedailerin Kalesi...
Kuzeyden okumadıysan mutlaka okumalısın ezber bozan müthiş bir kitap...

10 Eylül 2011 Cumartesi

Şimdi ki güçler daha keskin ve kuvvetli, her anlamda mutlak bir bağımlılık var. Bu bağımlılıktan sıyrılıpta konuşmaya yeltenenlere müthiş bi işkence... Bi tarafta dünyevi her zevki ve mutluluğu kendi hakkı zennedip kullanan bi avuç insan, bi tarafta yemek içmekten hatta ondan bile mahrum bırakılan milyonlarca kişi...

Geçmişe bakacak olursak örneğin piramitlerin yapıldığı tarihlere, insanların köle olarak kullanıldığı, köle pazarlarının olduğu, çok ağır işlerin milyonlarca insana yaprırıldığı... Zaman değişmiş olgular değişmiş ama insanların gruplandırılması, bi hiyerarşinin varlığı her zaman mevcut olmuş gibi...

Şöyle de bi durum var... Bi taraf insanları kendi isteklerine ve amaçlarının doğrultusunda yönlendirirken diğer tarafta bu yönlendirmeye baş eğmekte mantığını ve gücünü kullanmamakta..

Montaigne'nin denemeler kitabında bi hikaye de çok güzel özetlemiş. Yamyam olarak bildiğimiz insanların bizden daha insan olduklarını farkediyosun hikayenin sonunda :))... Üç tane yamyamı fransanın bir şehrine götürüyorlar, uzun uzadıya o dönemin kralı kentin güzelliklerinden, zenginliklerinden bahsediyorlar ve sonunda bir tanesine en çok neyden etkilendiği soruluyor ve yamyam cevaben; şaştıkları şeyin birincisi, çocuk yaşında ki bir krala güçlü kuvvetli, silahlı bir çok adamın bekçilik ve uşaklık ettiği ve niçin onlardan birinin kral seçilmediği. bi ikincisi de insanların bir kısmınının neden bolluk ve bereket içinde olup diğer insanların açlık ve perişanlık içinde olduğu. Nasıl oluyor da bu yoksul adamlar böylesine bir haksızlığa katlanıyor ve diğerlerinin evlerini ateşe vermiyorlar olmuş...

( dipnot: Yorumların altına cevap yazamıyorum blogta bi sorun var sanırım)
Bir tarafta hırs, tutku, güç, kıskançlık, kibir.
Bir tarafta ezilmişlik, bastırılmışlık, susturulmuşluk...
Kanaatimce dünya kurulduğundan beri yaşanan bu,
Herşeyin çok disiplinli ve muntazam olduğu bir ortamı insanlar mahvetme ve bozma telaşındalar...

Kuzeyden, günümüzde ki olayların sorumlusu emperyalizm diyoruz, bozulmanın tek sorumlusu onlar mıdır?
Ne bilginler geldi, neler buldular.
Mumlar gibi dünyaya ışık saldılar.
Hangisi yarıp geçti bu karanlığı,
Birer masal söyleyip uyuya kaldılar...
( Ömer Hayyam)

4 Eylül 2011 Pazar

İnsanın içinde olduğu her ortam değişmeye ve bozulmaya tabidir.

19 Ağustos 2011 Cuma




Bazen çok düşünmek yanıltır insanı, akışına bırakmalı...

14 Ağustos 2011 Pazar

29 Temmuz 2011 Cuma

5 Temmuz 2011 Salı



Durdun durdun duramadın



Durduramadın kendini



Buldun sen yine beni



Döndün dolaştın yine bende takıldın






Durdun durdun duramadın



Gururun engel olamadı



Gördün yine sen beni



Baktın bakıştırdın yine bende takıldın






Es geç öyleyse



Sil geç



Nedir ki engel...






Frenleme kendini



Çağlasın coşsun sevgin



Ben yine sende asılı kaldım...









28 Haziran 2011 Salı

25 Haziran 2011 Cumartesi

23 Haziran 2011 Perşembe

22 Haziran 2011 Çarşamba

Ateşse ateş yanmaya geldim

Sonuna kadar gitmeye

Aç kapılarını

Sakın korkma...

19 Haziran 2011 Pazar



Kuş özgürlük ister



Kuş uçmak ister



Uzaklara bakar bakar da bakar



Her uçmak istediğinde



İp daha çok dolanır ayaklarına



İsyanlarını içinde saklar



Özlemlerini....



Sonunu düşünmeden uçmak ister



Sevdalarına...



Kanat çırpmak ister



Kalbinin doğrultusuna...



Kuş özgürlük ister



Kuş uçmak ister.



26 Mayıs 2011 Perşembe

Bi yazı yazmalı,

Baştan başa aşk kokan...


Bi yazı yazmalı

İçinde hak, hukuk, eşitlik olmayan...


Bi yazı yazmalı

Suya sabuna dokunmadan

Aydın olmaya çalışmalı.


Bi yazı yazmalı

Hakkını aramayı öğütlemeyen.


Bi yazı yazmalı

Kimseye bulaşmadan sataşmadan.


Bi yazı yazmalı

Konulan kurallara karşı çıkmayannn


Bi yazı yazmalı

Sadece aşkla bezeli.....

19 Mayıs 2011 Perşembe

Bana bir şimşek çak
Yolumu aydınlatacak
Gazi'nin gözlerinden
mavi bir şimşek,
Kuva-yi Milliye mavisi
Aynı emaneti taşımaktayım
"Hürriyet ve istiklal benim karakterimdir."
Çünkü hain sinsi ve korkak
aynı düşmana karşı savaşmaktayım.

Atilla İlhan

18 Mayıs 2011 Çarşamba


Derinliğini kaybetti artık yaşanılanlar,
Kalıplar var sadece;
içi boş...

14 Mayıs 2011 Cumartesi

Belki hiçbirşey yolunda gitmedi; ama hiçbirşey de beni yolumdan etmedi... ( Che )

26 Şubat 2011 Cumartesi

25 Şubat 2011 Cuma


Kritik anlar olur hayatta, kırılma noktaları ya sıçrarsın hayallerinin ötesine ya da vazgeçersin hayallerinden...

24 Şubat 2011 Perşembe


Yola devam etmek midir yön değiştirmek;

ya da...

Nedir sevdiğine ermenin sırrı...

Ağlamaktan korkma! zihindeki ıstırap veren düşünceler gözyaşı ile temizlenir.

(kızılderili atasözü)

23 Şubat 2011 Çarşamba

21 Şubat 2011 Pazartesi


Zeytin gözlüm sana meylim nedendir?

Bu sevmenin kabahati kimdedir?

Gül olmuşsun dikenlerin bendedir

Zeytin gözlüm uzaklarda işin ne

Şarkıları düşürürüm peşine...


(müzeyyen senar)

19 Şubat 2011 Cumartesi

Hızrsızlık yapmayın, hükümet rekabetten hoşlanmaz...
(Cem YILMAZ)

17 Şubat 2011 Perşembe

15 Şubat 2011 Salı


İnsan, yalnız aşk ile olgunlaşır, tanrısal sırları kavrayabilecek olgunluğa ulaşır...
(Mevlana)

11 Şubat 2011 Cuma


İskoç bilim insanlarının araştırmalarına göre kadınlar için kibarlık sonradan öğrenilen birşey olmaktan çok genetik yapılarında olan bir özlellikmiş...

7 Şubat 2011 Pazartesi

Kuşlarla İlgili


Kuşlarda üreme, onların çok özel yapılarına göre ayrıcalık gösterir. Uçabilme ve çok geniş bölgelere yayılabilme yetenekleri, onların eşlerini bulmalarını zorlaştırır. Bu nedenle eşler birbirlerini cezbedecek davranış biçimlerini güçlendirirler. Birbirlerine kur yaparlar. Aslında kur yapma, hem eşlerini oluşturma hem de çiftleşebilmek için yapılır. Bu arada eşi başka türdeşe kaptırmamak için dövüşlerde yapılır. Zaten kuşların dünyasında aşk mevsimi dövüş mevsimidir de....



Kazlar, turnalar, karakargalar yaşamları boyunca tek bir eşe bağlı olarak yaşarlar. Ama tavuklar, kirazkuşları ve deve kuşlarında çokerkeklilik görülür, Serçelerdeyse çok dişililik vardır....

2 Şubat 2011 Çarşamba

29 Ocak 2011 Cumartesi

28 Ocak 2011 Cuma


İnsan yaşayabilirmi ki sil baştan

Hiç yaralanmamış gibi...