Bu Blogda Ara

10 Eylül 2011 Cumartesi

Şimdi ki güçler daha keskin ve kuvvetli, her anlamda mutlak bir bağımlılık var. Bu bağımlılıktan sıyrılıpta konuşmaya yeltenenlere müthiş bi işkence... Bi tarafta dünyevi her zevki ve mutluluğu kendi hakkı zennedip kullanan bi avuç insan, bi tarafta yemek içmekten hatta ondan bile mahrum bırakılan milyonlarca kişi...

Geçmişe bakacak olursak örneğin piramitlerin yapıldığı tarihlere, insanların köle olarak kullanıldığı, köle pazarlarının olduğu, çok ağır işlerin milyonlarca insana yaprırıldığı... Zaman değişmiş olgular değişmiş ama insanların gruplandırılması, bi hiyerarşinin varlığı her zaman mevcut olmuş gibi...

Şöyle de bi durum var... Bi taraf insanları kendi isteklerine ve amaçlarının doğrultusunda yönlendirirken diğer tarafta bu yönlendirmeye baş eğmekte mantığını ve gücünü kullanmamakta..

Montaigne'nin denemeler kitabında bi hikaye de çok güzel özetlemiş. Yamyam olarak bildiğimiz insanların bizden daha insan olduklarını farkediyosun hikayenin sonunda :))... Üç tane yamyamı fransanın bir şehrine götürüyorlar, uzun uzadıya o dönemin kralı kentin güzelliklerinden, zenginliklerinden bahsediyorlar ve sonunda bir tanesine en çok neyden etkilendiği soruluyor ve yamyam cevaben; şaştıkları şeyin birincisi, çocuk yaşında ki bir krala güçlü kuvvetli, silahlı bir çok adamın bekçilik ve uşaklık ettiği ve niçin onlardan birinin kral seçilmediği. bi ikincisi de insanların bir kısmınının neden bolluk ve bereket içinde olup diğer insanların açlık ve perişanlık içinde olduğu. Nasıl oluyor da bu yoksul adamlar böylesine bir haksızlığa katlanıyor ve diğerlerinin evlerini ateşe vermiyorlar olmuş...

( dipnot: Yorumların altına cevap yazamıyorum blogta bi sorun var sanırım)

1 yorum:

  1. Özgür;kölelerin karnını doyumak zorundalardı ama şimdi böyle bir zorunluluk yok,..beslemek zorunluluğu bile hissetmiyorlar,çünkü arkada milyonlarcası bekliyor..
    Yaşadığımız coğrafyada özel şartları nedeniyle kanıksama,boyun eğme,tevekkül iyice oturmuş durumda,tasavvufun bunu oldukça fazla beslediğini de görmek gerekiyor,..
    Evrensel ölçekte bakacak olursak;
    Sosyalizm gibi tehdit edici bir rakip de yok,hegemonyayı ele almış kapitalizm,devlet şiddeti gerektiği zaman kullanıyor artık,devlet ile ekonomi arasında yaratılan alanda inanılmaz bir baskı(!) oluşmuş yığınların üzerinde(bu baskıyı kimse hissetmiyor!),okul,aile,ev,iş,sendikalar,dernekler....oluşturuyor bu alanı,..bu alanı dayattığı kültürüyle kontrol ediyor.,kitlelerin rızasını alıp belli bir noktadan sonra kitleye çıkarlarının egemen olanın çıkarlarına denk düştüğünü hissettiriyor,kitlelerin kafasına dünyanın değişmez olacağı saniye saniye çakılıyor kitle iletişim araçlarıyla,.....:)

    YanıtlaSil